ATİNALI TİMON

Timon, Atina’nın en zengin adamlarından biridir. Yoksulundan senatörüne kadar birçok kişiyi parasıyla mutlu etmeyi bilmiştir. Genç bir delikanlıyı zengin ederek sevdiği kıza kavuşmasını sağlamış, mutlu etmiştir. Arkadaşlarına değerli hediyeler göndermiş, onları daha da şımartmıştır. Gün gelir, Timon dünyanın bin bir türlü halini görmeye başlar. Cömertliği ve savurganlığı ona pahalıya patlamıştır. Sonunda varını yoğunu kaybeder. Tasalanmaz bu duruma Timon. Bilir ki zor günlerinde yardımlarına koştuğu arkadaşları, şimdi onun için ellerinden geleni yapacaktır. Sadık uşağı Flavius’u arkadaşlarından borç istemesi için gönderir. Flavius’u gören dalkavuklar öncelikle sevinirler. Sanırlar ki Timon onlara hediyeler göndermiştir yine. Bir tanesi rüyasında gümüş ibrik ve leğen gördüğünü söyler rüyasında. Belki hediyesidir onlar. Ancak Flavius durumu anlatıp borç istediğinde hepsinin yüzü düşer. Terslerler uşağı. Paramız yok, derler. Eli boş konağa döner Flavius. Efendisine durumu izah eder. Timon şok geçirir. Flavius’un söylediklerine inanamaz. Arkadaşları tarafından sadece parası için kullanılmış, parası tükendiğinde gözlerinden düşmüştü. Timon öfkeden deliye döner. Arkadaşlarına ders vermek isteyerek hepsini konağına davet eder. Arkadaşları Timon’un para toplamak için numara yaptığını aslında durumunun kötü olmadığını düşünerek davete giderler. Büyük bir sofra karşılar onları. Önlerindeki tabaklar kapakla kapatılmıştır. İştahla beklerler Timon’u. Timon öncelikle acı alaylarla dolu dua eder Tanrılara. Sonra ılık su dolu kasenin kapağını açar. “Açın tabaklarınızı, açın da yalayın köpekler!” der. Misafirler gözü dönmüş Timon’un delirmesinden korkarak kaçmaya başlarlar. Timon kaseyi fırlatır üzerlerine küfrederek. Timon artık insanlığa küsmüştür. Gece gündüz beddualar ve lanetler okumakta, insanlığın yerle bir olmasını dilemektedir.

Atina’ya bir daha gelmemeye ant içerek şehri terk eder ve ormana yerleşir. Orada kimsenin olmadığı bir mağara bulur ve yaşamaya başlar. Ve şehre lanetler yağdırmaya devam eder. Aç karnını doyurmak için toprağı kazmaya başlar. Orada karşısına altın çıkar. Onu tekrardan zengin edecek kadar çok altın vardır. Eski muhteşem hayatına ve dalkavuklarının yanına dönebilir. Ama Timon için artık altın hiçbir şey ifade etmemektedir. Çok geçmeden uzaktan davul sesleri duyulur ve Alcibiades’in başında olduğu atlılar gelir. Alcibiades ile Timon’un ortak yanları vardır. Atinalılar ikisine de nankörlük etmiştir. Alcibiades, askeri başarıları görmezden gelinerek sürgün edilmiştir. O Timon gibi hayata küsmek yerine, arkadaşlarını toplamış ve Atina üzerine yürümek için hazırlanmıştır. Bunu öğrenen Timon, altınları verir ona. Şehri yerle bir etmesini, bir tane bile canlı bırakmamasını ister ondan.

Bir zamanlar kendisine kötü kötü gözle bakan Timon’un onu taklit ettiğini duyan Apemantus, kendi gözleriyle görmek için mağaraya gider. Apemantus, zenginlerin sofrasında oturup onlara yediklerini zehir eden, paraya ve insanlığa zerre değer vermeyen geçimsiz bir insandır. Timon, onu sofrasına buyur etmiştir hep. Apemantus, felsefi olarak insanların doğuştan kötü olduğunu bildiği için söylenirken, Timon’un yaşadıklarından dolayı bürünen kinle bunları yaptığını düşünür ve bundan vazgeçmesini ister. Birbirlerine ve Atina’ya lanetler okurlar. Timon kovar onu mağarasından. Ardından sanki sıraya girmişler gibi üç eşkıya gelir Timon’u soymak için. Ancak buna fırsat kalmadan Timon kendi elleriyle verir altınlarını. Öyle lanetli öğütler verir ki eşkıyaları yaptıkları işten soğutur.
Sadık hizmetkarı Flavius gelir onu görmeye. Timon onun da çkarcı olduğunu düşünmekte kuşku ile yaklaşmaktadır. Ancak koşulsuz şartsız efendisine bağlı Flavius göz yaşı döker efendisi için.Onun yanında kalmak ister. Kesin bir dille reddeder Timon. Altın verir ve gönderir onu. Timon, peşi sıra gelen Şair ile Ressam’ı ve Atina halkı adına gelen Senatörleri de yaka paça kovar oradan. Artık Timon sessizce kendine biçilen ölümü beklemektedir.

Arkadaşı Alcibiades, Atina surlarını kuşatır ve Senatörleri ele geçirir. Canının derdine düşen senatörler özür dilerler ve Alcibiades tarafından bağışlanırlar. Alcibiades, Timon’un düşmanlarıyla kendi düşmanlarını yok edeceğine ve Atina halkına dokunmayacağına dair söz verir. Atina’da barış tekrar sağlanır. Bu sırada bir asker gelir ve Timon’un ölüm haberini getirir. Arkadaşı için gözyaşı döker Alcibiades.

Alt sayfalar: